22 Ocak 2011 Cumartesi

PAMUK YETİŞTİRİCİLİĞİ

Pamuğun Gelişim Evreleri
Çukurova’nın tarihten gelen geleneksel tarım yapısı içinde önemli bir yeri olan pamuk, Adana’nın simgesi durumundadır. Adana, Türkiye’nin pamuk tarımı potansiyeli en yüksek olan ili iken, bu önemi giderek azalmaya başlamıştır. Nitekim, bir zamanlar Çukurova’nın “beyaz altını” olarak değerlendirilen pamuk, artık Çukurova bölgesi için gün geçtikçe daha az alanda yetiştirilen bir ürün haline gelmektedir.
Pamuk, sahip olduğu özellikleri nedeniyle stratejik bir üründür. Uluslararası ticaretteki yerinin büyük olması, pamuğun stratejik ürün olma özelliğini daha da artırmaktadır. Tarım ürünlerimiz içinde önemli bir yeri olan pamuğun, yıllar geçtikçe ekim alanlarında ve üretim miktarında önemli değişiklikler yaşanmıştır. Yıllardan beri ekim alanlarında ve üretimdeki azalmaların başlıca nedenleri, pamuk için belirlenen alım fiyatlarının düşük oluşu ve bir de ürün bedellerinin zamanında ödenmemesidir.
Toprak Hazırlığı
Pamuk bitkisi her türlü toprakta yetişebilen bir bitki olmakla birlikte,yüksek verim ve kaliteye ulaşabilmek için toprağın derin profilli ve alüviyal olması gerekir. İşlenmesi ve sulanması kolay topraklar pamuk tarımı için ideal topraklardır.
Tarlanın pamuk ekimine hazırlanması sürecinde ilk yapılacak işlemler ,tarla temizliği ve toprak altı işlemesidir. Uzun yıllar pamuk yetiştirilen topraklarda zamanla pulluk altı, yada taban taşı denilen sert bir tabaka oluşur. Bu tabaka bitki köklerinin gelişmesine engel olacağı için kırılması gerekir. Bu iş için Subsoiler (dipkazan) adı verilen aletler kullanılır. Bu aletle toprağın üst yapısı bozulmadan toprak 90 cm derinliğe kadar işlenir. Bu işlemi sonbahar ve kış sürümleri ile tohum yatağının hazırlanması işlemleri izler. Eğer pamuktan sonra yeniden pamuk ekilecekse sonbahar aylarında saplar kesilip toprak 20-25 cm derinliğinde sürülmelidir. Tarla otlu ve toprak tavı da uygun ise kış aylarında sürüm işleminin tekrarlanması yararlıdır. Eğer tahıldan sonra pamuk ekilecekse hasadın ardından toprak tavlı iken hemen sürülmelidir. Pamuk tarımında son sürüm tohum yatağını hazırlamak için yapılan ilkbahar sürümüdür. Bu sürümde 15 cm derinlik genellikle yeterlidir.
Ekim
Yüksek verim ve kaliteli ürün elde etmek için genetik saflığı yüksek tohum kullanımı çok önemlidir. İyi bir tohumlukta aranan özelliklerin başlıcaları şunlardır:
  • Tohumluk çiğit iri, dolgun, büyüklüğü, biçimi ve rengi bir düzende olmalıdır. İçinde fazla çıplak, yeşil ve esmer, seyrek havlı çiğit bulunmamalıdır.
  • Selektörlermiş ve iyi temizlenmiş olmalıdır. İçinde boş ve kırık çekirdek, yaprak gibi yabancı maddeler olmamalıdır.
  • Tohumlar kuru ve sert olmalıdır.
  • Çimlenme gücü %80 ve daha fazla olmalıdır.
  • Sawgin çırçır fabrikasında çırçırlanmış olmalıdır.
  • Havı alınmış olmalıdır.
Pamuğun ekim zamanı iklim koşullarına göre belirlenir. Ekim için toprak sıcaklığının, 15oC’ye ulaşmış olması gereklidir. Bölgelere göre ve yıldan yıla ekim zamanı değişiklik göstermekle birlikte, Çukurova Bölgesinde 25 Mart-30 Nisan tarihleri genellikle en uygun ekim zamanıdır.
Ekim işlemi mibzerle sıraya yapılır. Ekim derinliği, toprak koşullarına bağlı olmakla birlikte genellikle 3-4 cm’dir. Tohumun çimlenmesi normal koşullarda 5 ila 10 gün içinde gerçekleşir. Erken çimlenme sağlamak için tohum ekimden birkaç saat önce ıslatılmalıdır. Yetersiz çimlenme görülmesi durumunda hemen ikinci bir ekim yapılması önerilir.
Bakım
Pamuk yetiştiriciliğinde bakım işleri seyreltme, çapalama ve uç almadır. Bitkinin iyi gelişmesini ve çabuk olgunlaşmasını sağlamak için seyreltme işleminin yapılması gerekir. Bitkiler henüz 4 yapraklı iken (yaklaşık 10 cm) 5-6 cm ara ile hafif bir seyreltme (tekleme) yapılır. Genellikle ilk seyreltme ilk çapa, ikinci (tam) seyreltme ise ikinci çapa ile birlikte yapılmalıdır. Ekimden sonra görülen yabancı otların elle veya kazayağı ile çapalanarak yok edilmesi gerekir. Çapalama sayısı tarladaki yabancı ot durumuna göre değişir. Kozalar açmaya başladıktan sonra bitkinin tepesinden 10-15 cm kısmının kırılmasına uç alma işlemi denir. Bu işlem, geç ekilmiş veya fazla sulanmış tarlalarda uygulanır. Bu işlem bazı büyüme düzenleyicileri aracılığı ile de yapılabilir. Gelişmesi normal olan bitkilerde, uç almaya ya da büyüme düzenleyicisi kullanılmasına gerek yoktur.
Sulama
Pamuk bitkisinin su ihtiyacı, değişik iklim ve toprak koşullarına göre 400 ile 600 mm kadardır. Pamuk yetiştirilen bölgelerde yıllık yağış miktarı genellikle yetersiz olduğundan, pamuk bitkisinin iyi gelişmesi için gereken su miktarı, sulama yoluyla verilmelidir. Sulama pamuk üretiminde verimi etkileyen faktörlerin başında gelir. Sulama zamanı ve verilecek su miktarı bitkinin su isteği belirtilerine ve topraktaki nem durumuna bakarak saptanır. Sulama aralığı ve sulama sayısı, yetiştirilen pamuk çeşidine, toprak özelliklerine, taban suyu yüksekliğine, yağış miktarı ve dağılımına, gelişme dönemindeki sıcaklık ve havanın nisbi nemine bağlı olarak değişir. Bölgemizde yetiştirilen çeşitlerin orta bünyeli topraklarda ve normal iklim koşullarında genellikle 15-20 gün aralıklarla 4-5 kez sulanması uygundur. Sulama yöntemi olarak yüzey sulama(karık,border) yöntemlerini, çukurova çiftçileri için önerebiliriz..

Salma Sulama
Yağmurlama Sulama

Hastalık ve Zararlılarla Mücadele
Pamuk yetiştiriciliğinde hastalık ve zararlıların olumsuz etkileri, iklim koşulları ve uygulanan tarımsal mücadele ile yakından ilgilidir. Yüksek nem ve sıcaklık , hastalık ve zararlıların ortaya çıkması için uygun bir ortam oluşturmaktadır. Bu nedenle, özellikle Çukurova bölgesinde 4-5 kez ilaçlama yapmak zorunluluğu ortaya çıkar.
Gübreleme
Pamuk tarımında kullanılacak gübre miktarı, iklim ve toprak koşullarının yanı sıra sulamaya, pamuk çeşidine göre değişir. Kullanılacak gübre çeşidi ve miktarının belirlenmesinde toprak analizleri mutlaka yaptırılmalıdır. Bununla birlikte bölgemizde uygulanacak gübre çeşit ve miktarları genel olarak şöyledir:

Azotlu gübreler
:
Dekara 14-16 kg saf azot
Fosforlu gübreler
:
Dekara 4-6 kg saf fosfor
Potaslı gübreler
:
Ülkemiz toprakları potas bakımından zengin olduğundan potaslı gübrelemeye gerek yoktur. Ancak bu durum toprak analizleri ile belirlenmelidir.
Diğer gübreler
:
Yine toprak ve bitki analizleri ile belirlenmelidir

Hasat Harman
Kozaların olgunlaşması ile birlikte pamuk hasadına başlanır. Hasadın başlama tarihi, yörenin iklim koşullarına, ekim tarihine ve sulama koşullarına göre değişir. Hasat, Çukurova bölgesinde Ağustos sonlarında başlayıp Kasım başına kadar devam eder.

Makineli Pamuk Hasatı
Pamuk hasadı, ülkemizde genellikle 2-3 kez ve elle toplanarak yapılır. Birinci elde toplanan pamuk, iyi kalite özelliklerine sahiptir. Ülkemiz genelinde görülen tarım sektöründeki işgücü sıkıntısı, pamuk hasadının elle yapılmasını ekonomik olmaktan çıkarmıştır. Bundan dolayı pamuk hasadında mekanizasyona geçiş kaçınılmazdır. Burada en önemli faktör, makineli hasada uygun pamuk çeşitlerinin ve tarım tekniklerinin tatbik edilmesidir. Ülkemizde son yıllarda makine ile hasada ilişkin bir çok çalışma ve uygulama yapılmaktadır.

PAMUKTA KİRLENME
(KONTAMİNASYON)
İnsanlığa asırlardır büyük hizmetler veren pamuk; içerdiği %88-96’lık selüloz ile doğada bulunan en saf liflerden birisidir. Tekstilin, dünya ekonomisindeki yeri de dikkate alındığında pamuğun ne derece stratejik bir öneme sahip olduğu daha net bir şekilde anlaşılmaktadır. Bu nedenle pamuğun tohumdan başlayarak tarlada yetiştirilmesinden toplanmasına; taşınmasından çırçırlanmasına, ambalajlanmasına kadar gereken özenin gösterilmesi çok önemlidir. Ancak günümüzde pamuğu hasad ederken yeterli özen gösterilmemesinden dolayı, pamukta yaşanan en önemli sorunlardan birisi “kirlenme” ya da uluslar arası terimle “kontaminasyon” olayıdır. Kirlenme konusunda gerekli tedbirler alınmadığı taktirde, gerek iç piyasada ve gerekse dış piyasada bu tip sorunların daha da artması, pamuk tekstil ve konfeksiyon sektörünün geleceğinin tehlikeye girmesi, pamuk çiftçisinin de bundan etkilenmesi söz konusu olacaktır.
Ham pamuğun kalitesi genel olarak rengi, elyaf boyu, dayanıklılığı, inceliği ve içermiş olduğu yabancı madde miktarları ölçülerek tayin edilir. Bunların içinde en önemlilerinden bir tanesi ve kalitesini doğrudan etkileyen kıstas, yabancı maddelerin miktarları ile büyüklük ve cinsleridir.
Kirli pamuktan kaynaklanan zarar, pamuktan iplik eğirme sırasında kopmalar yaşanması ve üretimin son aşamasında dokunan kumaşın boya tutmaması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu durum son ürün haline gelmiş olan iplik ve dokunmuş kumaşların yurtdışından yüklü miktarlarda cezalara uğrayarak geri gelmesine, ülkenin boşa döviz kaybetmesine sebep olmaktadır.
Uluslararası Tekstil Sanayicileri Federasyonu'nun (ITMF), dünya çapında pamuk üreticisi ülkelerden toplanan bin 500 örnek üzerinde 2 yılda bir gerçekleştirdiği araştırmaya göre, 1990'lı yıllarda dünyada ortalama yüzde 5 olan pamukta kirlenme oranının 2000'li yıllarda yüzde 6’ ya yükseldiği görülmektedir. Bu oran Türkiye'de bölgelere göre yüzde 5-20'ye kadar çıkmaktadır.
KİRLENME ÇEŞİTLERİ VE OLUŞ NEDENLERİ:
Pamukta yaşanan başlıca kirlenme çeşitleri şunlardır:
  • Yabancı maddeler,
  • Yapışkanlık ve rutubet,
  • Tohum kabuğu kırıkları olarak 3 ana grupta toplanabilir.
Pamuk bitkisinin genetik yapısı, yetiştirildiği iklim koşulları, özellikle sulama ve gübrelemedeki yanlışlıklar pamuk kozası üzerinde afid ve beyaz sinek gibi pamuk zararlıları üremesine, bu da pamuk lifinde yapışkanlık maddesi (ballık) oluşmasına sebep olmaktadır. Ayrıca, ham pamuk içindeki rutubet farklılığı, pamukta benekler oluşmasına ve kalite düşüşüne neden olur. Bu rutubet farklılığı, pamuğun tarlada sabah çok erken, üzerinde çiy varken veya akşam saatlerinde havada rutubet yüksek iken toplanmasından, ayrıca kütlü haldeyken çırçırlama öncesi kötü ve dikkatsiz depolanmasından oluşabilir.
Ülkemizde pamuk hasadının çok büyük bir bölümü elle yapılmaktadır. Elle hasat edilen pamuklar makineyle hasat edilenlere göre daha kaliteli olmasına rağmen, toplama sırasında kütlüye yabancı maddelerin karışması bu avantajı yok etmektedir. Kütlünün toplama sırasında eski gübre çuvallarına doldurulması ve bu çuvallardan kütlüye her türlü naylon , plastik, polipropilen gibi malzemelerin karışması kirliliğe neden olmaktadır. Bu nedenle sentetik ipten yapılmış harallar ve bunları bağlamak için gereken ipler kullanılmamalıdır. Ayrıca pamuk hasadında işçi elbisesi, eşarbından veya eldiven olarak kullandığı çocuk çorabından yapılma renkli bezlerden düşen kumaş parçaları da çok zararlıdır. Diğer taraftan toplama esnasında çekirdekli pamukla beraber gelen bitki parçaları, sap ve yaprak kırıntıları, çepel, kötü çırçırlama sonucunda oluşan çekirdek kırıkları da diğer bir kirlilik nedenleridir. Makineli hasatta ise tarlada bir miktar elyafın kalması, olgunlaşmamış elyafların da birlikte toplanması, makineden gres, yağ bulaşması gibi sorunlarla karşılaşılmaktadır. Ayrıca çırçırlamada bozuk olan makine ayarları çekirdeğin kırılmasına, bu da tohum yağının merdanelere sıvanmasına ve pamuğa bulaşmasına neden olmaktadır.
Pamuk karışımı veya saf pamuk ipliğinden yapılmış ürünlerde bazen firmaların , pamuklu ürünleri çok ucuz fiyata sattıkları görülmüştür. Örneğin normal bir gömlek 25 milyona satılırken aynı marka gömleğin 10 milyona satılması halinde, satıcı çok az bir defosu olduğunu söyler. Bu defo da pamuğun daha toplama aşamasında dikkatsizlik yüzünden naylon ipliğin karışması ve onun gömleğe yayılmasıyla, gömlek başına 15 milyon zararına satılmak zorunda kalındığı bir gerçektir.
  
KİRLİĞİ ÖNLEME YOLLARI:
  • Pamukların toplanması, taşınması, muhafazası ve depolanması esnasında tamamen ham pamuktan yapılmış bez ve dikiş iplikleri kullanılmalıdır.
  • Toplama esnasında her türlü plastik, naylon ve gübre çuvalı (polipropilen) kullanılmamalıdır.
  • Pamuk tarımında fazla sulama ve gübrelemeden kaçınılmalıdır. Her ikisinin de aşırılığında sıra aralarının çabuk kapanmasına, tarlada nemin artmasına, dolayısıyla beyaz sineğin daha rahat üreyebileceği bir ortam oluşmasına sebep olur.
  • İlaçlama bilinçli şekilde yapılmalıdır.
  • Pamuk sabah çok erken akşam geç saatlerde toplanmamalıdır.
  • Makineli hasat yapılacaksa makinenin bakım ve ayarlarına özen gösterilmeli, makinenin pamuk ile temas edilen yerleri temiz olmalıdır.
  • Çırçır işletmesinde depolanmasına dikkat edilmeli; yağmur yemiş veya aşırı rutubetli pamuklar birbirleri ile karıştırılmamalıdır.
  • Hasat ve çırçır işçisi bilinçlendirilmeli; bunun için eğitim programları uygulanmalı, konuyu bilen eksperler tarafında sıkça denetlenmelidir.
  • Kütlü Pamuğun çırçır makinesine girmeden bant üzerinde gözle kontrolü yapılmalıdır.
  • Çırçır makineleri bakımlı ve ayarları doğru yapılmalıdır.
Ülkemizin, pamukta bilinçsiz toplama, muhafaza, depolama, ambalajlama ve çırçırlama da oluşan sorunlar nedeniyle, Hindistan, Pakistan, Nijerya ve Sudan’dan sonra kirlenme olayının en yoğun yaşandığı ülkeleden biri olduğu ortaya çıkmıştır. 1999'da Çukurova ve Güneydoğu'da üretilen pamuklarda yüzde 8 olan kirlenme oranı, 2000'de yüzde 20'ye, Antalya yöresinde yüzde 8'den yüzde 12'ye yükselirken, Ege'de yüzde 13'ten yüzde 5'e düştüğü görülmektedir. Pamukta kirlenmenin tekstil ve konfeksiyon sektörüne, dolayısıyla ekonomi ve ihracata verdiği zararın daha da büyümesinin önlenmesi için, kütlü pamuğa her aşamada yabancı maddelerin karışmasını önlemek amacıyla, “Bakanlar Kurulu” tarafından 9 Ekim 2003 tarihinde resmi gazetede “Kütlü Pamukların Kirlenmesinin Önlenmesi İçin Alınacak Tedbirlere Dair “kararname yayımlanarak tedbir alınması yasal zorunluluk haline getirilmiştir. Bu tedbirler şöyle sıralanabilir;
  • Pamukların toplanması, taşınması, muhafazası ve depolanması esnasında tamamen ham pamuktan yapılmış bez ve dikiş iplikleri kullanılması zorunludur.
  • Kirlenmeye neden olmayacak plastik kasa, kova, sepet, küfe, teneke ve benzeri malzemeler kullanılabilir.
  • Her türlü plastik, naylon ve gübre (polipropilen) çuvalı kullanmak kesinlikle yasaktır.
  • Pamuk üreticileri plastik kasa, küfe, sepet gibi kirliliğe neden olmayacak toplama malzemelerini işçilere temin ve takip etmekle yükümlüdür.
  • Pamuk ticareti yapan kuruluşların, kirli pamukları alıp satmaları, depolamaları ve işlemeleri yasaktır.
Sayılan önlemlerin uygulanıp uygulanmadığı, il ve ilçelerde teşkil edilecek komisyonlar tarafından kontrol edilecektir. Komisyonlar hasat dönemi boyunca, güvenlik güçlerinin de katılımıyla pamuk toplam ve işleme yerlerini denetleyecektir.
Denetleme sırasında önlemlere uymayanlar hakkında, 1705 sayılı kanun gereğince 1 aydan 6 aya kadar hapis, 5.824.980.000 TL’den 28.980.000.000 TL’ye kadar para cezası uygulanabilecektir.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, pamukta kirlenme olayı önemlidir ancak, her kesim üzerine düşen görevi en iyi şekilde yaparsa ve aralarında gerekli iletişim ve birliktelik sağlanırsa çözümlenemeyecek bir problem değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder